NAMAZ VAKİTLERİ VE TEMKİN HAKKINDA SUÂL VE CEVAPLAR
Temkin kullanılmadan astronomik derecelerle vakitler belirlenebilir mi, mesela, astronomik tan, fecr-i sadık kabul edilebilir mi? Time and Date ve US Naval Observatory (USNO) gibi güneş ve ay verilerinin takip edildiği astronomi internet sitelerinde bu bilgiler bulunmaktadır, ancak bunlarla ibadet va- kitlerimizi belirleyemeyiz. Mesela, Astronomik tan, yıldız gözlemleri için kullanılmıştır. Yıldız gözlemleri güneş battıktan sonra tan yeri ağarıp aydınlığın vuku bulmasına kadar devam eder. Astronomik tan açısının hesaplanabilmesi için güneşin batma anı ile güneşin doğmaya başlama anı önemlidir. Fecr-i sadık ise fıkhî olarak gecenin bitip gündüzün başlamasıdır. Sabah namazı vakti ile orucun başlangıcı fecr-i sadıkta olur. Yalnız burada fecr’in birinci fecr (kâzib) ve ikinci fecr (sâdık) diye iki defa vuku bulduğunu hatırlamak gerekir. Birinci fecirde güneş ışınları ufukta kısa bir süre görünüp kaybolur. Asıl fecr ise bu kaybolmadan sonra vuku bulur. İkin- ci fecirde artık güneş ışınları bir gün boyunca kaybolmamak üzere gelir. Bu meselede ast- ronomi mütehassısı Ahmet Ziya Bey son noktayı şöyle koyuyor: “Avrupalılar fecr-i sâdıkın başlaması olarak, ufuk üzerinde beyazlığın tamamen yayıldığı vakti hesap alıyorlar. Bunun için fecir hesaplarında, güneşin irtifâ’ını -18 derece alıyorlar. Biz ise ufuk üzerinde beyaz- lığın ilk görüldüğü vakti hesap ediyoruz. Bunun için de şemsin irtifâ’ının -19 derece olduğu vakti buluyoruz. Çünkü İslam âlimleri, imsak vaktinin beyazlığın ufk-ı zâhirî üzerinde yayıl- dığı vakit değil, beyazlığın ufuk üzerinde ilk görüldüğü vakit olduğunu bildirdiler.” Fazilet Takvimi, vakitlerde hangi dereceleri kullanmaktadır? Şekilde gösterildiği gibi imsak vakti için Güneş’in ufkun altında -19 derecedeki vaziyeti esas alınır. Güneş vakti yani sabah namazının çıktığı vakit, Güneş, ufkun altında -1 derecedeki vazi- yeti alınır. Öğle vakti gündüzün tam ortasında güneşin en yükseğe çıktığı noktadan alçalma- ya başladığı zamandır, buna zevâl vakti de denir. Güneş, gündüz en yüksek noktaya çıktığı anda, Nısfü’n-Nehâr Kavsi (yani bulunulan yerin meridyeni) üzerindedir ve bu an her şeyin gölgesinin en kısa olduğu andır. Bu zamana “Zevâl” denilir, gölgeye de “Fey-i zeval” denir. Bir cismin fey’-i zevâldeki gölgesine o cismin boyu kadar daha gölge eklendiğinde, yani cismin gölgesi, fey’-i zevâl + cismin boyu kadar uzunlukta olduğu zaman, asr-ı evvel yani ikindi namazının birinci vakti girmiş olur. Güneş ufukta battıktan sonra, bir beldenin en yüksek yerine itibar ile ufuktan -1 derece aşağı indiğinde akşam namazı vakti girer. Güneş, ufuktan -17 derece aşağı indiği zaman yatsı vakti girer. SUAL 6 SUAL 7 13
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=